20 Mart 2013 Çarşamba

Yirmi Mart

Bugün Küçük Takeda'nın mergerı gerçekleşti. Gitti minicik Takeda'mız. Çocuğumuz gibi olmuş ismi gibi Küçücük Takeda'mız. Herkes bir telaşa düştü. Şimdi napıcaz, nasıl olacak gibi soru işaretiyle dolu hareketli bir gündü. Şimdi çözülmesi gereken bir puzzle var. Parçaları yerine koyacağız. Bir kaç ay içinde her şey toparlanır. Kabak'a gidilir. Bir sigara patlatılır ve sail to the moon

14 Mart 2013 Perşembe

Ondört Mart

Çok sıkışık dönemlere girmiş bulunuyorum. Kafalar karışık, verilecek kararlar hemen şimdi mi verilmeli mi? Biraz daha mı beklemeli? Biri diğerinden ağır basmıyor. Hepsi aynı derece can sıkıcı ve karmaşık. Öte yandan her şeyi yapabilme isteğinin verdiği bir maymun iştahlılık. "Evet onu da yaparım ne var, şunu da yapayım. Buradan bir yol bulayım" Resmen bir kırılma noktası sanki. Gücü kuvveti tekrar toparlayabilecek bir his var içimde. Bir de şeytan diyor ki: Evlen, sonra da kes saçları başları, sapsarısına boya. Tövbe estağfirullah.