26 Ocak 2010 Salı

sentetik

şimdi, mp3 çalarımın şarkılarına grizzly bear adlı güzide grubu ekliycem. sabah evden çıkarken, erimeye çabalayan karların üstüne basa basa yürümeye çalışırken "all we ask" dinliycem. otobüs hemen gelecek çünkü bu sabah beklemeye tahammülüm yok. hızla gelecek, anlayışlı 11'ler..hesse'den bi iki şey okurken de kulaklarımda grizzly bear olacak tabiki.. sonra farkedicem ki hesse "southern point"in bütün büyüsünü bozuyor.. aynen çantaya... bizim müstehcen eczanenin önünden geçerken artık inmem gerektiğini düşünücem. ışıklarda ineblmek için şoförü taciz edicem. O da bana " düşerseniz, sorumlu ben olurum" diyecek. ısrarlarıma artık hayır diyemeyeceği bir cevap vericem. "dün indim, bişey olmadı".....

ganyanın önünden geçicem, kapıda biraz ahseni bekliycem, şanslıysam hemen gelecek ya da şanslıysam gelmeyecek, bi sigara içicem :) "günaydın" diyecek. günlük koku sorunsalımızı irdeleyeceğiz. sonra çaylar kahveler yemekler.. bütün gün, kafamın içindeki yarım bırakılan düşünceleri toparlamaya çalışıcam. arada bir aşka düşücem. pencereden sarkıp bi sigara içicem.


işler bitti eve gidicem, her akşam yaptığım gibi iki tane ekler alıcam, pastacıyı da bi güzel haşlayarak. ekler şeklinde alman pastası mı olurmuş. ben babamın kızıyım, yutmam. bizim eski evin ordan kıvrılıp yukarı yürüycem. geçerken köşedeki alim abinin ofisini kesip, yine aynı şeyi düşünücem. sonra annem arıycak, kahve yapıyorum nerdesin diye. 2 dakika sonra evde olucam, apartmanın güzide kadınlarını evde bulucam. iki dedikodu yapıp, bi sigara otlanıcam.

hadi akşam oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder